Avrupa’ya transfer olan genç Türk futbolcular neden kısa süre sonra sakatlanıyor? Deneyimli teknik direktör İsmet Kamak GOAL Türkiye’ye açıkladı

İsmet Kamak, son dönemde Avrupa’ya transferleriyle ses getiren genç Türk futbolcuların sakatlıklarını GOAL Türkiye’ye değerlendirdi.

Türk futbolunun Avrupa’ya ihraç ettiği çok sayıda genç yetenek, yurt dışı kariyerlerine sakatlıklarla başlarken, bu sezon Arda Güler’in çok çektiği sakatlıkların en son kurbanı Sivasspor’dan Premier Lig ekibi Brentford’a transfer olan milli futbolcumuz Yunus Emre Konak oldu.

Türk futbolunun yeni nesil teknik direktörlerinden İsmet Kamak, son dönemde yetişen ve adından dünya çapında söz ettirmeyi başaran çok sayıda genç oyuncumuzun yükseliş sonrasındaki elit düzeyde yaşadıkları sakatlık çıkmazını GOAL Türkiye için değerlendirdi.

Avrupa’ya Transfer olan yetenekli gençlerimizin transfer süreçlerinden kısa bir süre sonra sakatlanması ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Futbol sahalarında genç yeteneklerin yükselişi, sadece yetenek ve çalışmanın ötesinde komple bir mücadeleyi de beraberinde getiriyor.

Fiziksel temasın, aşırı rekabetin ve yoğun antrenman programlarının hakim olduğu bu ortamda sakatlıklar, sadece bedensel değil, aynı zamanda mental ve duygusal olarak da bir yıkıma yol açabilir.

Avrupa’ya transfer olan genç yeteneklerin, transfer sonrası ilk antrenmanlarda sakatlanması, Türk futbolunun acı bir gerçeğini yansıtıyor. Bu durum, Türk futbolunun genç yeteneklerini koruma ve geliştirme konusunda eksiklikler olduğunu gösteriyor.

Sakatlanmalar, sadece oyuncuların değil, aynı zamanda Türk futbolunun uluslararası alandaki itibarını da zedeleyebilir.

Bu acı gerçekle yüzleşmek, Türk futbolunda köklü değişiklikler yapılması gerektiğini gösteriyor. Artık futbol akademilerinde sadece yeteneklerin keşfedilmesi değil, aynı zamanda sağlıklı ve sürdürülebilir bir kariyerlerinin olması için de gerekli önlemlerin alınması gerekiyor.

Bu tarz sakatlıklık problemleri nasıl aşılabilir?

Genç futbolcular, bu zorluklarla yüzleşmek için kararlılıkla ilerlemeli.

Onlar, sakatlıkların gölgesindeki mücadelelerinde asla pes etmemeli, her zorluğun üstesinden gelmek için azimle çalışan bir ruha sahip olmalı.

Fiziksel olarak iyileşmek için rehabilite olmanın yanı sıra, mental olarak da güçlenmeye odaklanmalılar. Sakatlık sonrası geri dönüş, sadece fiziksel olarak iyileşmek değil, aynı zamanda kendine olan güveni yeniden inşa etmek anlamına gelir.

Elit futbol arenasında genç yeteneklerin sakatlık çıkmazını aşmaları, sadece kendi kariyerleri için değil, aynı zamanda gelecek nesiller için de bir örnek teşkil eder. Bu mücadele, sadece saha içinde değil, aynı zamanda saha dışında da bir dayanışma ve destek ağı oluşturur.

Genç futbolcular, bu zorluğun üstesinden gelmek için sadece kendi kararlılıklarına güvenmekle kalmaz, aynı zamanda ailelerinden, antrenörlerinden ve takım arkadaşlarından aldıkları destekle de güç bulurlar.

Genç futbolcular hangi tür sakatlıklara daha yatkındır?

Özellikle büyüme çağında olduğu için kemik, kas ve bağ dokuları hala gelişim halindedir.

Bu nedenle, özellikle diz, ayak bileği ve kas zorlanmaları gibi aşırı kullanıma veya darbeye bağlı sakatlıklara daha yatkındırlar.

Hangi antrenman yöntemleri genç futbolcuların sakatlanma riskini yükseltebilir?

Aşırı antrenman, tek taraflı antrenman, ani ve zorluk derecesi yüksek antrenmanlar sakatlanma riskini artırabilir. Ayrıca, uygun olmayan tekniklerin kullanımı, uygun olmayan ekipman kullanımı ve yetersiz dinlenme süreleri de sakatlık riskini artırabilir.

Büyüme çağındaki genç futbolcuların sakatlık riskini azaltmak için hangi fiziksel egzersizleri yapmaları önerilir?

Futbol birçok fiziksel özelliğin kullanıldığı komple bir spor. Genel ve özel dayanıklılık, kuvvet, sürat, esneklik ve denge egzersizleri yapmaları önerilir.

Bu egzersizler, kas esnekliğini artırır, kas gücünü ve stabilitesini geliştirir, ayrıca doğru vücut mekaniği ve teknikleri öğrenerek de sakatlık riskini azaltabilirler. Bilgili ve uzman antrenörler tarafından doğru tekniklerin öğretilmesi ve düzenli olarak teknik becerilerin geliştirilmesi gereklidir.

Türkiye’den Avrupa’ya transfer olan oyuncuların ciddi bir şekilde sakatlanma riskini yükselten sebepler neler olabilir?

Fiziksel Farklılıklar: Avrupa futbolunun rekabetçi yapısı ve oyuncuların genellikle daha hızlı ve fiziksel olarak daha güçlü olması, Türkiye’deki liglere kıyasla oyuncular için daha yoğun bir rekabet ortamı oluşturabilir. Bu nedenle, oyuncuların bu farklılıklara uyum sağlaması ve fiziksel olarak daha fazla çalışması gerekebilir, bu da sakatlanma riskini artırabilir.

Adaptasyon Süreci: Yeni bir ülkeye ve lig yapısına adapte olmak, dil ve kültür farklılıklarının yanı sıra yemek kültürleri gibi faktörler, oyuncuların stres seviyelerini artırabilir. Stres ve adaptasyon süreci, fiziksel ve zihinsel olarak oyuncuları etkileyebilir, bu da sakatlanma riskini artırabilir.

Yüksek Beklentiler ve Baskı: Avrupa kulüplerine transfer olan oyuncular genellikle yüksek transfer ücretleriyle alınırlar ve bu da onların üzerinde yüksek beklentiler yaratır. Bu beklentilerle başa çıkmak için oyuncular daha fazla çalışabilirler ve bu da aşırı yüklenmeye ve sakatlık riskine neden olabilir.

Farklı Oyun Stilleri: Türkiye’deki futbolun oyun tarzı ve taktikleri, Avrupa’nın farklı liglerindeki oyun tarzından farklılık gösterebilir. Oyuncuların yeni bir oyun tarzına adapte olması ve bu tarza uygun hareket etmesi zaman alabilir, bu da sakatlanma riskini artırabilir.

Yoğun Maç ve Antrenman Programı: Avrupa liglerindeki yoğun maç ve antrenman programı, Türkiye’deki liglere kıyasla daha sık ve rekabetçi maçlar oynanmasını gerektirebilir. Bu da oyuncuların fiziksel olarak daha fazla zorlanmasına ve sakatlık riskinin artmasına neden olabilir.

İyileşme ve Rehabilitasyon Süreçleri: Avrupa’daki kulüpler genellikle daha gelişmiş tıbbi ve rehabilitasyon kaynaklarına sahip olabilirler. Ancak, oyuncuların bu süreçlere uyum sağlaması ve iyileşme sürecindeki yönetimi önemlidir. Uyum sağlanamaması veya yanlış yönetim, sakatlanma riskini artırabilir.

Türkiye’de elit düzeye yükselen genç yeteneklerin sakatlıklarını önlemek için, Türkiye’deki kulüplerin atabileceği adımlar neler olabilir?

  • Her oyuncunun özel ihtiyaçlarına göre özel eğitim planları oluşturarak, teknik, taktik, fiziksel ve zihinsel becerilerini geliştirmek.
  • Profesyonel bilgili ve konusunda uzman antrenörlerle çalışarak ve modern ekipmanlarla desteklenerek genç oyuncuların potansiyellerini maksimuma çıkarmak.
  • Temel teknik becerileri pekiştirirken, farklı oyun sistemleri ve pozisyonlara yönelik eğitimlerle taktiksel zekalarını geliştirmek.
  • Atletik performanslarını artırmak için fiziksel eğitimler düzenlerken, sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırmak.
  • Psikolojik destek ve sosyal etkinliklerle oyuncuların motivasyonunu artırarak, stres yönetimi ve takım çalışması becerilerini güçlendirmek.
  • Akademik eğitimlerini ihmal etmeden, futbol dışında da kariyer seçeneklerini göz önünde bulundurarak kapsamlı kariyer planları yapmak.
  • Ailelerle düzenli iletişim kurarak, genç oyuncuların gelişim sürecine aktif katılımlarını sağlamak ve desteklerini almak.
  • Herkes için adil bir değerlendirme süreci sağlayarak, cinsiyet, etnik köken veya sosyo- ekonomik durum gözetmeksizin eşit fırsatlar sunmak.
  • Bu adımlar, genç yeteneklerin bir problem yaşamadan sağlıklı bir ortamda gelişimlerini tamamlayarak, muhtemel sakatlıklarını önlemek, optimal performanslarını sağlamak ve sürdürülebilir bir futbol ortamı yaratmak için kritik öneme sahip.

Profesyonel kulüplerin gençlik gelişim programlarında bu özelliklerin bulunması, genç futbolcuların kapsamlı bir şekilde eğitilmesini ve geliştirilmesini sağlar ve gelecekteki kariyerleri için sağlam bir temel oluşturur.

Türkiye’deki tüm ligleri yakından takip ettiğinizi biliyoruz, gelecekte Avrupa’ya transfer olmasını beklediğiniz yetenekli genç oyuncular kimler?

Türkiye’nin yetenekli genç futbolcu potansiyeli konusunda hiçbir sıkıntısı olduğunu düşünmüyorum. Ancak, bu genç yeteneklerin potansiyellerini tam anlamıyla ortaya çıkarmak ve uluslararası alanda zirveye çıkarmak için Türk futbolunun daha çok yatırım yapılan, planlı, programlı bir çalışma sistemine ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

Bu sistem ortaya konur ve desteklenirse, Türkiye’nin futbol arenası, genç yeteneklerin keşfedilip geliştirilmesi için altın bir fırsata sahip olabilir.

Beşiktaş’tan Mustafa Hekimoğlu (2007 doğumlu), Galatasaray’dan Furkan Koçak (2008 doğumlu), Fenerbahçe’den Can Bartu Çığır (2008 doğumlu), Trabzonspor’dan Oğuzhan Ertem (2008 doğumlu) ve Fenerbahçe’den Boran Eligüzel (2008 doğumlu) gibi genç oyuncuların potansiyelleri sadece Türkiye’de değil, aynı zamanda Avrupa’nın en üst düzey liglerinde de parlayacak düzeyde.

Onların başarıları, Türk futbolunun geleceği için büyük umut vadeden bir gösterge olacak.

Azim ve kararlılık şart

Sonuç olarak, genç yeteneklerin elit düzeydeki sakatlık çıkmazını aşmaları, sadece bir yıldızın yükselişi değil, aynı zamanda azim, kararlılık ve dayanışmanın zaferi anlamına gelir. Bu zorlu yolculukta, sakatlıkların gölgesinde parlayan genç futbolcular, yıldız olma mücadelesinde karşılaştıkları acı gerçekleri aşıp, zirveye ulaşma yolunda ilerlemeye devam etmeliler.

Türkiye’deki kulüplerimizin geleceği, futbol akademileri ve yapacakları kısa, orta ve uzun dönemli stratejik planlamalardır. Ölçemediğiniz hiçbir şeyi değerlendiremezsiniz ve geliştiremezsiniz, bu nedenle kulüplerimiz, kulüp bünyesinde tüm oyuncuları için kesinlikle “Performans Birimi” kurmalı.

Profesyonel takımların gençlik gelişim programları, genç yeteneklerin futbol sahasında parlak bir gelecek için hazırlanmasının ötesine geçer.

Bu programlar, futbol becerilerinin yanı sıra karakter gelişimini, liderlik becerilerini, dayanıklılığı, esnekliği ve mental sağlığı da hedefler. Genç futbolcular, sadece saha içinde değil, aynı zamanda saha dışında da başarılı olmaları için desteklenir.

Ortaya konan bu kulüp futbol kültürü ve programlar, fiziksel hazırlık, teknik-taktik bilgi, beslenme ve uyku düzeni gibi temel alanların yanı sıra, sporcu psikolojisi, stres yönetimi, iletişim becerileri gibi konularda da eğitimler sunar.

Böylece, sakatlık risklerinin gölgesinde parlayan genç yetenekler, sadece futbol sahasında değil, hayatlarının her alanında başarıya ulaşmak için güçlü bir temel oluştururlar.

İsmet Kamak Kimdir?

Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri ve Teknolojisi Yüksek Okulu’ndan futbol ve antrenman alanında uzmanlık derecesiyle mezun olan İsmet Kamak, Türkiye Futbol Federasyonunda UEFA Antrenör eğitmeni (TUTOR) ve UEFA PRO Lisansı alarak, genç yaşta futbolun en üst seviyesindeki eğitimlerini tamamlamış bir teknik adam.

Profesyonel antrenörlük kariyerine Gençlerbirliği’nde genç takım antrenörü olarak başlayan İsmet Kamak, ardından İstanbulspor A.Ş., Malatyaspor, Diyarbakırspor, Antalyaspor, Kardemir Karabükspor, Denizli Belediyespor, Şanlıurfaspor, Karşıyaka ve Balıkesirspor gibi önemli kulüplerde teknik direktörlük ve yardımcı antrenörlük görevlerinde bulundu. Kamak ayrıca, Hacettepe Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak da futbol ve antrenman bilgisi dersleri vermiştir.

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu